Geçinemiyoruz Zamlar geri alınsın, ücretlerimiz artırılsın! Savaşa ve yoksulluğa hayır’ yazılı pankartın açıldığı basın açıklamasında konuşan Çorum KESK Dönem Sözcüsü ve Eğitim Sen Şube Başkanı Ali Ekber Beyaz, ‘Savaştan, yıkımdan, kapitalist açlıktan biz emekçilerin hanesine açlıktan, sefaletten ve yoksulluktan başka bir şey düşmüyor. Her yeni güne yeni bir zam haberiyle uyanıyoruz. Artık dayanacak gücümüz kalmadı. Asgari ücrete, maaşlarımıza ve emeklilere yapılan göstermelik artışlar daha ceplerimize girmeden eriyip, buharlaştı.’ dedi.

Ekonomik buhrandan çıkış yolu bulamayan saray yönetimi, son olarak KDV indirimi oyunlarıyla suçunu gizlemek istese de temel gıda ürünlerinde yaşanan fahiş fiyatları kontrol edemediğini kaydeden Beyaz, açıklamasını şu şekilde sürdürdü;

YENİ BİR İLLÜZYON YARATILIYOR

Son olarak zam kasırgasına ocak ayı başında elektriğe konutlarda KW ayarlamaları ile yeni bir iliz yon yaratmak istercesine yapılan zamlar, yoksul halkın aydınlatma giderleri için yüzde 300’lere varan fahiş faturalarla karşı karşıya kalmasına neden olmuştur.

Doğalgazda da durum elektrikten farklı değildir. Kara kış koşullarında en düşük fatura bedelleri en az 3 katına çıkmıştır.

SAATLERCE SÜREN HALK EKMEK KUYRUKLARI..

Kuru ekmeğe muhtaç bırakılmış yoksul kent halkının saatlerce kuyrukta bekleyerek aldığı halk ekmek ve kent içi ulaşımı da olumsuz etkileyecek bu zamlar, sadece halkımızı değil belediyeleri de vatandaşla karşı karşıya getirecek bir sonuca dönüşmekte, kamusal hizmetlerin en ucuz ve ulaşılabilir olmasını engelleyecek, iktidar sorumluluğunu başkalarının sırtına yıkan bir politikaya dönüşecek gibidir.

HALK, ISINAMIYOR VE ARTIK GEÇİNEMİYOR

Yandaş sendikanın Cumhurbaşkanı’na şükranlarını sunduğu memur maaş zammı, rakamları çarpıtma makinesi haline gelen TÜİK ‘in şubat ayı başında açıkladığı yüzde 11’ lik resmi enflasyon karşısında pula dönmüştür. Çarşı pazarda ise, bu gerçek daha ağır biçimde kendini hissettirmekte, bıçak kemikte diyeceğimiz bir noktaya gelmiştir, hatta geçmiştir.

HER 4 KİŞİDEN BİRİ İŞSİZ

İşsizlik oranları resmi rakamlara göre %22 olarak açıklanmaktır. Kadın ve gençlerde bu oran çok daha yüksektir. Yani ülkemizde her 4 kişiden 1’ i, bu rakamlara göre işsiz demektir ve çalışanların % 60 ülkemizde ortalama ücret olan asgari ücrete mahkûm edilmişlerdir.

YAŞAM KARANLIĞA SÜRÜKLENİYOR

Buhrana dönüşmüş bu korkunç tabloyu yoksullaşan halka dayatan Saray, kendi masraflarından, şatafatından lüks yaşamlarından kısmak yerine artan her maliyeti yine halka fatura etmektedir. Sermaye gruplarına ballı ihaleler, vergi afları çıkarıp hazineyi hortumla tırken, eğitim sağlık ve tarım üretiminden sürekli tasarrufla ülkemiz ithalata bağımlı bir ülkeye, halkı ve yaşamı karanlığa sürüklenmektedir.

84 MİLYONLA ALAY EDİLİYOR

Yeni ekonomik program diye açıkladıkları kredi garanti fonu uygulamalarıyla hükümet, halkın alın terini daha fazla bir biçimde yandaşın kasasına aktarıyor. Çılgın projeler, hazine garantili işler, hazine garantili mevduat derken her bir kuruşumuzun sermayeye peşkeş çekildiğini bizlere izlettirirken âdeta 84 milyonla alay ediliyor.

HER GÜN BİRAZ DAHA BATAĞA SAPLANIYORUZ

Yıllardır devam eden ekonomik ve yönetsel kriz ve salgın döneminde yaşanan kısıtlamalar nedeniyle tüm birikimlerini tüketen esnaf ve halk, kredi ve daha fazla borçlanarak her gün biraz daha batağa saplanmaktadır. Yaşanan bu durumun tek sorumlusu tek adam rejimi ve onun emek düşmanı politikalarıdır. Çıkar çevrelerinin çarkları dönsün diye halk yoksullaştırılıyor, sefalet ve açlık büyüyor.

TOPLUMSAL TEPKİ KORKUYLA BASTIRILIYOR

İktidar emekten ve halktan yana çözüm yerine itirazlarını dile getirenleri, sokağa çıkanları 15 Temmuz darbecilerine benzeterek tehdit diline sarılıyor, toplumsal tepkiyi korkuyla bastırmaya çalışıyor. Ancak tüm bu baskı ve saldırılara rağmen korku duvarları emekçinin haklı sesi ile aşılıyor. Ülkenin dört bir yanında yurttaşlar evlerine ve işyerlerine gelen fahiş faturaları yakıp “geçinemiyoruz” diye sokağa çıkıyor. Elektrik zamları ile başlayan demokratik eylemler, terörize edilmek istense de, halk haklı çığlığını aynı taleplerle dört bir taraftan yüksek sesle dile getirmeye devam ediyor.

EYLEMLERİMİZ DAYANIŞMA İLE  BÜYÜYOR

Kentlerin dışına atılan işçi havzalarında süren sendikalaşma ve insan yaşayabilecek bir ücret talepli işçi eylemleri, sanayiden, hizmet sektörüne kadar geniş bir alanda kentlerin ana arterlerine taşıyor. Ve geçinemiyoruz diyen milyonlar bu demokratik eylemleri dayanışma ile büyütüyor, destekliyor.

Patronları koruyan bu sistem, kendi işçisini, emekçisini, emeklisini, yoksulunu, kadınını, gencini korumuyor, ama korkutmaya devam ediyor. Büyüyor dedikleri bütçeden payını alamayanları yok sayarken, bu payı nasıl kimlerle paylaştıklarını anlatmamakta direniyor, ticari sır diyerek kamuoyundan kaçırmaya devam ediyorlar.

ARTIK MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR

Artık mızrak çuvala sığmıyor, emekçiler, yoksul halk susmuyor artık susmayacak. Bu sömürü düzenine öfkesini faturalarını yakarak, sesini mağdurlarla birleştirerek yükseltiyor.

Artık, milliyetçilik ve din istismarı üzerinden iktidarlarını sürdürmeye çalışan cumhur ittifakı, milyonların sesini kısamıyor. Birbirinden ve dayanışmasından güç alan emekçiler ve halk, baharın müjdecisi olan direnişleri, umudu yeniden yeşerten mücadele birlikteliklerini çoğaltarak aydınlık yarınlara yürüyor.’